1 Ekim 2012 Pazartesi

Molla Mustafa Barzani tarafından uygulanan 14 Temmuz katliamının acı olayları ve Celâl Talabani...


Molla Mustafa Barzani tarafından uygulanan
14 Temmuz katliamının acı olayları
Yazan: Av Sadun KÖPRÜLÜ
Irak Türkleri tüm ana haklarından yoksun klamakla, kendi dillerini, tarihlerini, kültürlerini, tüm varlıklarını canlarıyla, kanlarıyla koruyarak, 88 yıl Irak rejimlerinin işkencesine, baskısına uğramışlardır ve her dönemde acı baskılar, bitmeyen acı olaylar sürmüştür,
İster Arabî olsun, ister Kürdü onarın önüne her zaman engel bırakarak, onları sinsi, asimilasyon politika alanından, yok etmeye çalışarak, devletin siyasi kuruluşlarından, önemli görevlerden uzaklaştırmakla, kendi yerleri toprakları Kerkük, EERBİL, Musul ve birçok Türkmen ellerine, yurtlarına baskılar düzenleyerek onları kurşunlayarak idam ederek tüm milli haklarından yoksun koymuşlardır.
Her türlü baskı, engellere, işkence, hapsa, idama rağmen 35 yıl diktatör Saddam rejiminin yok etme politikasına Irak Türklerini karşı, be karşı bırakarak, bu yiğit millet nice canlar vererek, milattan önce tarihler yaratan, devletler koran adı, şanı dünyada belli olan, büyük liderler, aydın insanlar, yetiren bir millettir.
Tarihleri olmayanlar, millet olmayanlar halada günümüze kadar onları yok etmeye çalışmaktadırlar.
Artık 16 İmparatorlar, büyük devletler yaratan bu ulu, atılgan, kahraman millet Araplarla, Kürtlerle hiç bir düşmanlarla yok olamazlar. ve onları yok etmeye bir güç bile olmayacaktır, onların arkasında büyük Türk milleti, büyük Türk dünyası vardır.
Osmanlı İmparatorundan sonra Irak Türkleri her türlü baskılara, katliamlara, Soykırımlar uğradılar hiçbir hakları verilmeden bugün tüm haklarını kanlarıyla, şehitlerin çizmiş olduğu milli Türkçülük davalarıyla alarak, mücadelesini tüm düşmanlara karşı sürdürmektedirler.
Osmanlı devletinden sonra Türklerin Irak’tan çakıldığı andan, Türkler çok sayıda katliamlara, soykırıma uğrayan Irak Türkleri yine yılmadan yok olmadan ayaküstünde durmaktadırlar.
Irak başına yeni demokrasi uygulayan bir hükümetin bir yönetimin gelişini bekleyerek,
1958 devrimi ile iktidara General Abdülkerim Kasım ele alarak, Irak Türkleri sevinerek, mutluydular yerli kıyafetleri ile 14 Temmuz  – 1959 Devlet bayramını kutlamak için sokaklılara, caddelere dökülerek bayramı kutluyorlardı.
O kadar temiz, onurlu, töreli, alçak gönüllü, hoş görü insanlık seven bu Kerkük Irak Türkleri bu şom uğursuz Temmuzun onlar için ne sakladığını uslarından bile geçirmemişlerdir, çünkü her insanı seviyordular, ayrımcılık bilmiyordular her kesi kardeş sanıyordular.
Ve Kürtlerin bu kadar acımasız olduğunu düşünemediler, çünkü onlarla birlikte yaşıyorlardır, Ekmeklerini paylaşarak, bölüşüyorlardır, onları evlerinde barınıyorlardı, yaşıyordular, her zaman onlara yardım eli uzatıyordular ve onlara yemek, su güven günlük yaşam hakkı veriyorlardır. Ama yazıklar olsun onlar ekmeğe hıyanet ettiler dostluk bilmediler, kendilerine yardım eli uzatanları ortadan kaldırmak, yok etmek, öldürdüler kiydiler, parçaladılar, sürüklediler, ağaçlara astılar, etlerini keserek hayvanatlara atmaya kaktılar.
Bunlar nasıl bizlere kardeş olacaklar, kardeş kardeşi hiç arkadan vurur mu acaba? Onlara bu gün nasıl inanılacak, bizlere işkence yapanlar, Kerkük’ümüze, Türkmen bölgelerimize göz koyanlar, el uzatanlar, kendi bölgeleri olduğunu söyleyenler, hiçbir zaman kardeşimiz olamazlar ve Kerkük’ümüzde bir Türk şehri olarak, hiçbir zaman kardeş şehri olamaz, çünkü Kerkük tarihler boyunca bir Türk Şehridir.
1959 Kerkük katliamı, Mesut Barzani’nin babası asılda Masun Molla Mustafa Kürtler, Komünistler tarafında işlenen kanlı katliam sayılmaktadır.
bu katliamda tanılan büyük liderlerimiz her türlü işkenceyle şehit olmuşlardır.
Kıyıcı Kürt Komünist acımayanlar, Irak’ın her bir yerinden bugün olduğu gibi önceden bu planlar gündeme getirerek, Türk şehri Kerkük’e binlerce Kürtleri yerleştirdiler ve hala Kürtleştirme politikaları tüm hızıyla sürmektedir.
1959 tarihinde Kerkük’e yerleşen Kürtler, Kerkük katliamın işleyerek, çok  sayıda Türkleri her bir bakımdan her bir yolla işkenceyle şehit ettiler bunların arasında tanınan lider Ata Hayrullah ve kardeşi İhsan Hayrullah, lider Ataya kardeşine en iğrenç, işkenceyi, acıyı gösterdiler.
14 Temmuz gecesi kendi ailesi çocukları ile evinde toplanarak, Türklükten, Türkiye, Milliyetçilikten söz ederek onları kendi davalarına sahip çıkmalarından konuşarak, Milli Türk kıyafetlerini giymelerini isteyerek, kendiside milli kıyafetini giydikten sonra ailesi, çocuklarıyla kucaklaşarak milli davayla, Türklük ile ilgili konuşmasına devam etmekteydi.
Çocuklarına milli öğütlerde bulunarak, Aradan birkaç saat çekerekten sonra, kapı çalınmaya başladı,  araba kapısını önünde durmakla, birçok sayıda Kürtçe konuşan Kürtler onu Kerkük kışlasında  komutan istediğini söyleyerek alıp götürdüler.
Bu gelenlerin, götürenlerin  arsında yıllar boyu evinde beslenen çocuklarını yetiren, büyüten, Cemal adında bir Kürt eşi ile birlikte başka Kürtler bulunmaktaydı,
Onlara göstermiş olduğu yaşarmış olduğu tüm bu iyilik yedirme sevgi eli uzatmaya karşı yedirme,   içtirmeye karşı, Cemal altı kişi ile birlikte Ata Hayrullah’a karşı çok sayıda kurşun açarak onu ölüm sırasında zorla alıp götürmüşlerdir,  onu iki cip arabaya bağladıktan sonra sürükleyerek, ikiye böldükten sonra onu kışla onunda bir ağaca iki parça olarak asarak bağlamışlardır.
Önceden cip arabası ile birkaç saat Kerkük, sokak, caddelerinde sürükleyerek yürüdükten sonra durmuştur ve onu kışlanın önünde bulunan bir ağaca bağlatarak, her türlü işkenceyle diri, diri bunu gören eşi Gülşen hanım çıldırarak kırız geçirmiştir.
Ayrıca kayın pederinin evine uğrayan kıyıcı canılar, Abdul Ganiyi de Kuran okuduğu sırada öldürerek, bakalım sizleri Allah gelip kurtarsın söylemişlerdir.
Sonrada Ata Hayrullah’ın etlerini keserek, Kürtçe konuşarak 'TURANCILARIN, TÜRKÇÜLERİN LİDERİ ATA HAYRULLANIN ETİNİN KİLOSU 5 FİLİS (kuruş), ALAN VAR MI..' diye bağırarak, gülerek alay ederek,Ve Atanın etlerini etrafta olan hayvanların önüne atmaya başlamışlardır.
Artık siz bunun düşünün kardeşlerim bunu hangi bir kıyıcı, ve bir milletler, insanlar yapacak ve yapmıştır, Türklere her türlü acımasız işkenceyle kıyarak, acımadan bağırdılar kahrolsun Turancılar, Türkçüler,Kahrolsun Türkiye hiç utanmadan söyleyerek, başladılar birçok Türk’ü ters yöne giden iki arabaya bağlayarak ikiye bölmüşlerdir.
Hangi millet bunu dünyada yapmıştır, hangi insanlık bunu kabul eder, insanın eti kesilip, parçalanarak satılır mı? Hayvanata atılır mı?
Bu kadar acımasız olunur mu? Bu kadar zalim canavar kıyıcı olunur mu acaba? Bunlara kim kardeş söyleyecek, bunlardan kardeş olur mu? Bizim tek kardeşim varsa oda kendimizden, ırkımızdan, dilimizden, kanımızdan, canımızdan olan Türk kardeşimizdir.
Uzun yıllar evimizde beslediğimiz canımıza acımadan kıydılar, kan kardeşlerimizi parçaladılar, ağaçlara astılar, caddelerde iplerle sürüklediler, evlerimizi, iş yerlerimizi yağmaladılar, çaldılar, Allah’tan korkmayan Kürtler, sol komünistlik düşünceleri ile bizleri yok etmeye çalışarak, ama yüce Allah’ımız bizlere güç  vererek, ve bir gün nasıl olursa bu acılardan kurtarmakla onlara cezalarını ve verecektir.
Kıyıcı Katiller bu defa aynı işkenceyi, Ata Hayrullah kardeşi Yarbay Doktor İHSAN HAYRULLA' DA uyguladılar. İnsanlık sever doktur olarak yıllar boyunca onlara bedava ilaç vererek hasta oldukları sırada onları iyileştiren insana kıydılar parçaladılar astılar, sürüklediler, Oda kardeşi gibi canavarlardan türlü işkencelerle şehit oldu.
Kardeşinin önünde işkence yapılarak, sürükleyerek kurşuna dizerek etini keserek ağca astılar.
İhsan Hayrullah yıllar onlara acıyarak yardım etti, yüreği insan sevgisi, saygısı ile doluydu, kendisine işkence eden bu cellâtları defalarca bedava olarak tedavi etmiştir, ilaçlar vererek evinde yaşatmıştı. Onlara yemek, su vermiştir.
Ona kıyanlar, onun iş yerinde evinde yıllarca yaşadılar. Yiyip, içtiler.
Çocuklarını onun yardımı ile büyüttüler.
Kendilerine yardım eden bir doktoru, işkenceyle böyle acıyla kıyarcasına öldürülüp şehit edilir mi ? evet kardeşler onu öldürdüler, Şehit ettiler 14 Temmuz günü, canına kıydılar, kanını döktüler, sürüklediler.
İnsanlık dışı işkence yaptılar iki kardeşe.  Bu zalimlere, insan düşmanlarına, Allah’a inanmayanlara insan denir mi?
Bu acı işkence durumunda Irak Türkleri sabır ederek Allah, Peygamber söyleyerek, dua ederek yalvarış, yakarışlarına karşı alay etmeye başladılar, acıma bilmeyen Komünist Kürtler, baskı ve zulümlerinde o kadar ileri gitmişlerdi ki, 'Allah yoktur çağırmayın, İzine gedmiş! Peygamber Sihirbaz Büyücüydü söylüyordular.
Sizi kimse elimizden kurtaramaz, sevdiğiniz Türkiye gelsin, Mustafa Kemal, Ata Türk'te öldü, kim kurtaracak sizleri Kürtlerden, sizleri yerinden kaldırıp yok edeceğiz, sizler yok olacaksınız.
Kerkük'te bizden başka bir kimse yaşayamaz, kimseye yar olamaz, Çünkü Kerkük bir Kürt şehridir' diyorlardı.
Kerkük katliamında soydaşlarımız, Kürtler tarafından topluca şehit edilmişler, bu işkence ve katliama Irak hükümetinin ikinci ordu birlikleri de destek çıkmıştı.
Artık düşmanlar birlikte bir ağızdan, bir sözden Irak Türklerine acı gönleri, acı olayları yaşatarak, kendi ana baba topraklarından uzaklaştırmak, sürdürmek uzun  yıllardan beri bu sinsi planı uygulamaktadır bu günde olduğu gib Kerkük ve Türk bölgelerimiz Kürtleştirmekle, soykırım, katliamlar,  suikastlar, patlamalar asimilasyon politikasını her yönüyle uygulamaktadır.
Artık bizlerde bir an önce kendimize gelerek, kan kardeşimizi sevmeliyiz, birbirimize sarılmalıyız, yapancıdan, bizden olmayanlardan hiçbir zaman bizlere dost kardeş olamazdır.
***
Irak Türklerine karşı Düşmanlık besleyen
Celal Talabani
Yazan: Av. Sadun KÖPRÜLÜ
Irak Türklerine karşı her zaman olduğu gibi düşmanlık besleyen Celal Talabani Kerkük’ü bir Kürt bölgesi olduğunu konuşmalarında dile getirmekle Türklerini küçümseyerek üç milyonun üstünde olan nüfuslarını az göstermektedir, gelip doğrudan bir sayim olursa ve Araplaşan, Kürtleşen Türkler kendi dillerine dönünce Irak’ta ikinci millet oldukları gün ışığına çıkacaktır. 
Ayrıca 14 Temmuz 1959 tarihinde Kerkük katliamına, Türklere karşı her türlü eylemlere katılan Kürt acımayanlarından solcu Komünist Celal Talabani de elinde silahla 14 Temmuz katliamına Molla Mustafa ile
İşbirliği içinde katılmıştır.
Celal Talabani Kerkük caddelerinde ve sokaklarında, Irak Türklerine ateş açarak, soydaşlarımızı acımayarak arkadan vurarak, kurşunlayarak katletmiştir.
Celal Talabani 14 Temmuz günü sürekli olarak, ordu karargâhında bulunmakla ve Kürt militanları Türkleri öldürmeye, sürüklemeye yönlendirmekteydi.
Yıllar boyu Celal Talabani Türklerin ekmeğini yiyerek, suyunu içerek, be Irak Türkleri tarafından büyütülerek, Kerkük Türk şehrinde eğitim görmüştür.
Ayrıca Komünist Kürt çıldırmış ırkçı Nuri Talabani ise Kerkük katliamında büyük bir rol oynamıştı.
Nuri Talabani, Irak Türklerinin yardımıyla, parasıyla okulunu bitirerek yüksel eğitimini görmüştür.
Buna rağmen, Türkmenleri zalimcesine arkadan vurarak, insanlık dışı birçok eylemlerde büyük rollere kalkmıştır, ve ne kadar Türklere düşman olduğunu göstermişti, Nuri Talabani bununla yetinmeyerek Türkiye’de Türk şehri Kerkük’ün Kürt olmasını kitap olarak yalancık uydurucu sözlerle yayınlayarak bastırmıştır.
Rusya’da ve İsrail’de uzun yıllar askeri eğitim gören, Masuna hizmet eden ve 1959 yılında Türk şehri Kerkük’ dönerek Kürt milislerini toplayarak Kerkük katliamını uygulayanlardan önde gelenlerde biride Mesut Barzani babası Molla Mustafa Barzani gelmektedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder