Molla Mustafa Barzani tarafından
uygulanan
14 Temmuz katliamının acı
olayları
Yazan: Av Sadun KÖPRÜLÜ
Irak Türkleri tüm ana haklarından yoksun klamakla, kendi
dillerini, tarihlerini, kültürlerini, tüm varlıklarını canlarıyla, kanlarıyla
koruyarak, 88 yıl Irak rejimlerinin işkencesine, baskısına uğramışlardır ve her
dönemde acı baskılar, bitmeyen acı olaylar sürmüştür,
İster Arabî olsun, ister Kürdü onarın önüne her zaman engel
bırakarak, onları sinsi, asimilasyon politika alanından, yok etmeye çalışarak,
devletin siyasi kuruluşlarından, önemli görevlerden uzaklaştırmakla, kendi
yerleri toprakları Kerkük, EERBİL, Musul ve birçok Türkmen ellerine, yurtlarına
baskılar düzenleyerek onları kurşunlayarak idam ederek tüm milli haklarından
yoksun koymuşlardır.
Her türlü baskı, engellere, işkence, hapsa, idama rağmen 35
yıl diktatör Saddam rejiminin yok etme politikasına Irak Türklerini karşı, be
karşı bırakarak, bu yiğit millet nice canlar vererek, milattan önce tarihler
yaratan, devletler koran adı, şanı dünyada belli olan, büyük liderler, aydın
insanlar, yetiren bir millettir.
Tarihleri olmayanlar, millet olmayanlar halada günümüze
kadar onları yok etmeye çalışmaktadırlar.
Artık 16 İmparatorlar, büyük devletler yaratan bu ulu,
atılgan, kahraman millet Araplarla, Kürtlerle hiç bir düşmanlarla yok
olamazlar. ve onları yok etmeye bir güç bile olmayacaktır, onların arkasında
büyük Türk milleti, büyük Türk dünyası vardır.
Osmanlı İmparatorundan sonra Irak Türkleri her türlü
baskılara, katliamlara, Soykırımlar uğradılar hiçbir hakları verilmeden bugün
tüm haklarını kanlarıyla, şehitlerin çizmiş olduğu milli Türkçülük davalarıyla
alarak, mücadelesini tüm düşmanlara karşı sürdürmektedirler.
Osmanlı devletinden sonra Türklerin Irak’tan çakıldığı
andan, Türkler çok sayıda katliamlara, soykırıma uğrayan Irak Türkleri yine
yılmadan yok olmadan ayaküstünde durmaktadırlar.
Irak başına yeni demokrasi uygulayan bir hükümetin bir
yönetimin gelişini bekleyerek,
1958 devrimi ile iktidara General Abdülkerim Kasım ele
alarak, Irak Türkleri sevinerek, mutluydular yerli kıyafetleri ile 14
Temmuz – 1959 Devlet bayramını kutlamak
için sokaklılara, caddelere dökülerek bayramı kutluyorlardı.
O kadar temiz, onurlu, töreli, alçak gönüllü, hoş görü
insanlık seven bu Kerkük Irak Türkleri bu şom uğursuz Temmuzun onlar için ne
sakladığını uslarından bile geçirmemişlerdir, çünkü her insanı seviyordular,
ayrımcılık bilmiyordular her kesi kardeş sanıyordular.
Ve Kürtlerin bu kadar acımasız olduğunu düşünemediler, çünkü
onlarla birlikte yaşıyorlardır, Ekmeklerini paylaşarak, bölüşüyorlardır, onları
evlerinde barınıyorlardı, yaşıyordular, her zaman onlara yardım eli
uzatıyordular ve onlara yemek, su güven günlük yaşam hakkı veriyorlardır. Ama
yazıklar olsun onlar ekmeğe hıyanet ettiler dostluk bilmediler, kendilerine
yardım eli uzatanları ortadan kaldırmak, yok etmek, öldürdüler kiydiler,
parçaladılar, sürüklediler, ağaçlara astılar, etlerini keserek hayvanatlara
atmaya kaktılar.
Bunlar nasıl bizlere kardeş olacaklar, kardeş kardeşi hiç
arkadan vurur mu acaba? Onlara bu gün nasıl inanılacak, bizlere işkence
yapanlar, Kerkük’ümüze, Türkmen bölgelerimize göz koyanlar, el uzatanlar, kendi
bölgeleri olduğunu söyleyenler, hiçbir zaman kardeşimiz olamazlar ve
Kerkük’ümüzde bir Türk şehri olarak, hiçbir zaman kardeş şehri olamaz, çünkü
Kerkük tarihler boyunca bir Türk Şehridir.
1959 Kerkük katliamı, Mesut Barzani’nin babası asılda Masun
Molla Mustafa Kürtler, Komünistler tarafında işlenen kanlı katliam
sayılmaktadır.
bu katliamda tanılan büyük liderlerimiz her türlü işkenceyle
şehit olmuşlardır.
Kıyıcı Kürt Komünist acımayanlar, Irak’ın her bir yerinden
bugün olduğu gibi önceden bu planlar gündeme getirerek, Türk şehri Kerkük’e
binlerce Kürtleri yerleştirdiler ve hala Kürtleştirme politikaları tüm hızıyla
sürmektedir.
1959 tarihinde Kerkük’e yerleşen Kürtler, Kerkük katliamın
işleyerek, çok sayıda Türkleri her bir
bakımdan her bir yolla işkenceyle şehit ettiler bunların arasında tanınan lider
Ata Hayrullah ve kardeşi İhsan Hayrullah, lider Ataya kardeşine en iğrenç,
işkenceyi, acıyı gösterdiler.
14 Temmuz gecesi kendi ailesi çocukları ile evinde
toplanarak, Türklükten, Türkiye, Milliyetçilikten söz ederek onları kendi
davalarına sahip çıkmalarından konuşarak, Milli Türk kıyafetlerini giymelerini
isteyerek, kendiside milli kıyafetini giydikten sonra ailesi, çocuklarıyla
kucaklaşarak milli davayla, Türklük ile ilgili konuşmasına devam etmekteydi.
Çocuklarına milli öğütlerde bulunarak, Aradan birkaç saat
çekerekten sonra, kapı çalınmaya başladı,
araba kapısını önünde durmakla, birçok sayıda Kürtçe konuşan Kürtler onu
Kerkük kışlasında komutan istediğini
söyleyerek alıp götürdüler.
Bu gelenlerin, götürenlerin
arsında yıllar boyu evinde beslenen çocuklarını yetiren, büyüten, Cemal
adında bir Kürt eşi ile birlikte başka Kürtler bulunmaktaydı,
Onlara göstermiş olduğu yaşarmış olduğu tüm bu iyilik
yedirme sevgi eli uzatmaya karşı yedirme,
içtirmeye karşı, Cemal altı kişi ile birlikte Ata Hayrullah’a karşı çok
sayıda kurşun açarak onu ölüm sırasında zorla alıp götürmüşlerdir, onu iki cip arabaya bağladıktan sonra
sürükleyerek, ikiye böldükten sonra onu kışla onunda bir ağaca iki parça olarak
asarak bağlamışlardır.
Önceden cip arabası ile birkaç saat Kerkük, sokak,
caddelerinde sürükleyerek yürüdükten sonra durmuştur ve onu kışlanın önünde
bulunan bir ağaca bağlatarak, her türlü işkenceyle diri, diri bunu gören eşi
Gülşen hanım çıldırarak kırız geçirmiştir.
Ayrıca kayın pederinin evine uğrayan kıyıcı canılar, Abdul
Ganiyi de Kuran okuduğu sırada öldürerek, bakalım sizleri Allah gelip kurtarsın
söylemişlerdir.
Sonrada Ata Hayrullah’ın etlerini keserek, Kürtçe konuşarak
'TURANCILARIN, TÜRKÇÜLERİN LİDERİ ATA HAYRULLANIN ETİNİN KİLOSU 5 FİLİS
(kuruş), ALAN VAR MI..' diye bağırarak, gülerek alay ederek,Ve Atanın etlerini
etrafta olan hayvanların önüne atmaya başlamışlardır.
Artık siz bunun düşünün kardeşlerim bunu hangi bir kıyıcı,
ve bir milletler, insanlar yapacak ve yapmıştır, Türklere her türlü acımasız
işkenceyle kıyarak, acımadan bağırdılar kahrolsun Turancılar,
Türkçüler,Kahrolsun Türkiye hiç utanmadan söyleyerek, başladılar birçok Türk’ü
ters yöne giden iki arabaya bağlayarak ikiye bölmüşlerdir.
Hangi millet bunu dünyada yapmıştır, hangi insanlık bunu
kabul eder, insanın eti kesilip, parçalanarak satılır mı? Hayvanata atılır mı?
Bu kadar acımasız olunur mu? Bu kadar zalim canavar kıyıcı
olunur mu acaba? Bunlara kim kardeş söyleyecek, bunlardan kardeş olur mu? Bizim
tek kardeşim varsa oda kendimizden, ırkımızdan, dilimizden, kanımızdan, canımızdan
olan Türk kardeşimizdir.
Uzun yıllar evimizde beslediğimiz canımıza acımadan
kıydılar, kan kardeşlerimizi parçaladılar, ağaçlara astılar, caddelerde iplerle
sürüklediler, evlerimizi, iş yerlerimizi yağmaladılar, çaldılar, Allah’tan
korkmayan Kürtler, sol komünistlik düşünceleri ile bizleri yok etmeye
çalışarak, ama yüce Allah’ımız bizlere güç
vererek, ve bir gün nasıl olursa bu acılardan kurtarmakla onlara
cezalarını ve verecektir.
Kıyıcı Katiller bu defa aynı işkenceyi, Ata Hayrullah
kardeşi Yarbay Doktor İHSAN HAYRULLA' DA uyguladılar. İnsanlık sever doktur
olarak yıllar boyunca onlara bedava ilaç vererek hasta oldukları sırada onları
iyileştiren insana kıydılar parçaladılar astılar, sürüklediler, Oda kardeşi
gibi canavarlardan türlü işkencelerle şehit oldu.
Kardeşinin önünde işkence yapılarak, sürükleyerek kurşuna
dizerek etini keserek ağca astılar.
İhsan Hayrullah yıllar onlara acıyarak yardım etti, yüreği
insan sevgisi, saygısı ile doluydu, kendisine işkence eden bu cellâtları
defalarca bedava olarak tedavi etmiştir, ilaçlar vererek evinde yaşatmıştı.
Onlara yemek, su vermiştir.
Ona kıyanlar, onun iş yerinde evinde yıllarca yaşadılar.
Yiyip, içtiler.
Çocuklarını onun yardımı ile büyüttüler.
Kendilerine yardım eden bir doktoru, işkenceyle böyle acıyla
kıyarcasına öldürülüp şehit edilir mi ? evet kardeşler onu öldürdüler, Şehit
ettiler 14 Temmuz günü, canına kıydılar, kanını döktüler, sürüklediler.
İnsanlık dışı işkence yaptılar iki kardeşe. Bu zalimlere, insan düşmanlarına, Allah’a
inanmayanlara insan denir mi?
Bu acı işkence durumunda Irak Türkleri sabır ederek Allah,
Peygamber söyleyerek, dua ederek yalvarış, yakarışlarına karşı alay etmeye
başladılar, acıma bilmeyen Komünist Kürtler, baskı ve zulümlerinde o kadar
ileri gitmişlerdi ki, 'Allah yoktur çağırmayın, İzine gedmiş! Peygamber
Sihirbaz Büyücüydü söylüyordular.
Sizi kimse elimizden kurtaramaz, sevdiğiniz Türkiye gelsin,
Mustafa Kemal, Ata Türk'te öldü, kim kurtaracak sizleri Kürtlerden, sizleri
yerinden kaldırıp yok edeceğiz, sizler yok olacaksınız.
Kerkük'te bizden başka bir kimse yaşayamaz, kimseye yar
olamaz, Çünkü Kerkük bir Kürt şehridir' diyorlardı.
Kerkük katliamında soydaşlarımız, Kürtler tarafından topluca
şehit edilmişler, bu işkence ve katliama Irak hükümetinin ikinci ordu birlikleri
de destek çıkmıştı.
Artık düşmanlar birlikte bir ağızdan, bir sözden Irak
Türklerine acı gönleri, acı olayları yaşatarak, kendi ana baba topraklarından
uzaklaştırmak, sürdürmek uzun yıllardan
beri bu sinsi planı uygulamaktadır bu günde olduğu gib Kerkük ve Türk
bölgelerimiz Kürtleştirmekle, soykırım, katliamlar, suikastlar, patlamalar asimilasyon
politikasını her yönüyle uygulamaktadır.
Artık bizlerde bir an önce kendimize gelerek, kan
kardeşimizi sevmeliyiz, birbirimize sarılmalıyız, yapancıdan, bizden
olmayanlardan hiçbir zaman bizlere dost kardeş olamazdır.
***
Irak Türklerine karşı Düşmanlık
besleyen
Celal Talabani
Yazan: Av. Sadun KÖPRÜLÜ
Irak Türklerine karşı her zaman olduğu gibi düşmanlık
besleyen Celal Talabani Kerkük’ü bir Kürt bölgesi olduğunu konuşmalarında dile
getirmekle Türklerini küçümseyerek üç milyonun üstünde olan nüfuslarını az
göstermektedir, gelip doğrudan bir sayim olursa ve Araplaşan, Kürtleşen Türkler
kendi dillerine dönünce Irak’ta ikinci millet oldukları gün ışığına çıkacaktır.
Ayrıca 14 Temmuz 1959 tarihinde Kerkük katliamına, Türklere
karşı her türlü eylemlere katılan Kürt acımayanlarından solcu Komünist Celal
Talabani de elinde silahla 14 Temmuz katliamına Molla Mustafa ile
İşbirliği içinde katılmıştır.
Celal Talabani Kerkük caddelerinde ve sokaklarında, Irak
Türklerine ateş açarak, soydaşlarımızı acımayarak arkadan vurarak,
kurşunlayarak katletmiştir.
Celal Talabani 14 Temmuz günü sürekli olarak, ordu
karargâhında bulunmakla ve Kürt militanları Türkleri öldürmeye, sürüklemeye
yönlendirmekteydi.
Yıllar boyu Celal Talabani Türklerin ekmeğini yiyerek,
suyunu içerek, be Irak Türkleri tarafından büyütülerek, Kerkük Türk şehrinde
eğitim görmüştür.
Ayrıca Komünist Kürt çıldırmış ırkçı Nuri Talabani ise
Kerkük katliamında büyük bir rol oynamıştı.
Nuri Talabani, Irak Türklerinin yardımıyla, parasıyla
okulunu bitirerek yüksel eğitimini görmüştür.
Buna rağmen, Türkmenleri zalimcesine arkadan vurarak,
insanlık dışı birçok eylemlerde büyük rollere kalkmıştır, ve ne kadar Türklere
düşman olduğunu göstermişti, Nuri Talabani bununla yetinmeyerek Türkiye’de Türk
şehri Kerkük’ün Kürt olmasını kitap olarak yalancık uydurucu sözlerle
yayınlayarak bastırmıştır.
Rusya’da ve İsrail’de uzun yıllar askeri eğitim gören,
Masuna hizmet eden ve 1959 yılında Türk şehri Kerkük’ dönerek Kürt milislerini
toplayarak Kerkük katliamını uygulayanlardan önde gelenlerde biride Mesut Barzani
babası Molla Mustafa Barzani gelmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder